Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Ebu Zer’e verdiği takva, zikir, şükür ve güzel ahlak tavsiyeleriyle hayatınıza yön verin. Kalbinize hitap edecek.
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Ebu Zer el-Gıfârî’ye Altın Tavsiyeleri
İslam tarihinin en samimi ve içten sahabelerinden biri olan Ebû Zer (r.a.), bir gün Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) “Bana bir tavsiyede bulununuz” diyerek yaklaştı. Bu samimi isteğe karşılık, Resûlullah (s.a.v.) ona her biri bir hayat pusulası olacak şu tavsiyeleri verdi:
Takva, tüm işlerin temeli ve köküdür.
Efendimiz (s.a.v.), her şeyin başının takva olduğunu vurgulayarak, Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle yaşamamız gerektiğini hatırlattı.
Kur’an-ı Kerim ve zikir dünyada nur, ahirette azıktır.
Kur’an okumayı ve Allah’ı zikretmeyi terk etmeyen bir mü’min, hem bu dünyada aydınlık bir yolda yürür, hem de ahiret yolculuğuna hazırlanır.
Aşırı gülmekten sakının.
Çünkü bu kalbi öldürür ve yüzün nurunu alır. Dengeli bir hayat, neşeyi ibadetle dengeleyen bir hayattır.
Cihad ümmetin ruhbanlığıdır.
Yani mümin, hem nefsine hem kötülüğe karşı mücadele eder. Bu, İslam’ın özüdür.
Fakir ve yoksullarla dostluk kur.
Onlarla içli dışlı olmak, tevazunun ve samimiyetin işaretidir.
Kendinden aşağıdakilere bak, yukarıdakilere değil.
Bu alışkanlık, şükür bilincini artırır ve nimetleri hor görmemeyi sağlar.
Başkalarının ayıplarını araştırma, kendi ayıplarınla meşgul ol.
Kendi kusurunu bilmek ve onunla yüzleşmek en büyük olgunluktur.
En büyük akıllılık tedbirdir, en büyük şeref güzel ahlaktır.
Takva, tedbir ve güzel ahlak, bir Müslümanın en değerli hazineleridir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu tavsiyeleri verirken, Ebu Zer’in göğsüne şefkatle dokunarak sözlerini gönlüne yerleştirdi. Bu nasihatler, bugün hâlâ hayatımızı aydınlatan bir kandil gibi önümüzü aydınlatmaya devam ediyor.



