Salih evladın hayrı kabirde nur olur, nimet olur.
İsa Aleyhisselam, bir gün yolculuğu esnasında hoş kokuların yayıldığı bir kabre uğradı. Bu olağanüstü hâl karşısında, Allah’a (c.c.) dua ederek kabir sahibinin diriltilmesini ve kendisiyle konuşmayı istedi.
Allah Teâlâ, İsa Aleyhisselam’ın duasını kabul etti. Kabir ikiye açıldı. İçeride, Cennet sofralarına benzer bir nimet sofrası başında oturmuş bir adam, Cennet nimetlerinden yiyordu. O güzel kokunun da bu nimetlerden geldiği anlaşılıyordu.
İsa Aleyhisselam ona sordu:
“Sen kimsin?”
Kabir sakini şöyle cevap verdi:
“Ey Allah’ın Resulü! Yahudiler sizi öldürmek istediklerinde, onlara karşı sizi uyaran kişiyim.”
İsa Aleyhisselam bu nimetin sebebini merak ederek tekrar sordu:
“Bu nimetlere hangi amelin sebebiyle kavuştun?”
Kabir sakini içli bir şekilde cevap verdi:
“Bu nimetler benim kendi amelimle değil... Benim dünyada salih bir torunum var. Daima benim ruhum için sadaka verir, hayır yapar. Bu nimetler, onun Allah’a olan itaati ve bana olan sadaka hediyelerinin neticesidir.”
Bu cevap üzerine İsa Aleyhisselam sordu:
“Bize evladın kabirdeki faydasından haber ver.”
Kabir sahibi sözlerine şöyle devam etti:
“Ey Ruhullah! Siz dünyada nübüvvet makamında olduğunuz için bilirsiniz... Biz de kabirde biliriz ki; dünyada salih evlat, özellikle Cuma gecesi olunca, Allah Teâlâ o evladın sadaka, dua ve istiğfarlarını alır, Meleklerle birlikte nurdan tabaklar içinde kabir ehline bu nimetleri ulaştırır.
Biz bu gelen nimetlerle adeta bayram ederiz. Her mevtaya, evladının gönderdiği sadaka ve hayır miktarınca nimetler ihsan olunur.”
Kabirdeki zat, sözlerini hüzünlü bir notla bitirdi:
“Oğlu veya torunu olmayan, yahut olup da hayır göndermeyen mevtalar,
‘Benim oğlum yok, beni hayırla yâd etmiyorlar’ diyerek mahzun olurlar.”
Son Söz:
Bu kıssa, sadece dünyaya değil, kabre, ahirete ve ebediyete uzanan bir sorumluluğu hatırlatıyor:
Salih bir evlat olmak, sadece yaşayanlar için değil, vefat eden yakınlarımız için de en büyük hediyedir. Onlara gönderilen her dua, her sadaka, kabirde bayram havası oluşturur.
Bugün, bir Fatiha, bir sadaka, bir duayla vefat edenlerimize bayram ettirebiliriz.



