Kadere iman, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmakla başlar. Ehl-i Sünnet inancına göre iman, teslimiyet ve tevekküldür. Detaylar blogda.
Hayır ve Şerrin Takdiri: Kadere İman
İslam inancının temel taşlarından biri olan kadere iman, müminin Allah Teâlâ’nın her şeyi ezelde takdir ettiğine, dilediğini gerçekleştirdiğine ve O’nun iradesi dışında hiçbir şeyin olmayacağına inanmasıdır.
Allahu Teâlâ, hayrı da şerri de takdir etmiş, Levh-i Mahfuz’a yazmış ve yaratmıştır. Ancak, hayrı sever, rızâ gösterir. Şerre ise rızâ göstermez ama yaratır. Kâfirlerin küfrü, fâsıkların fıskı Allah’ın dilemesi ve yaratmasıyla olsa da, bu O’nun sevdiği bir şey değildir. Bu noktada kulların sorumluluğu ve imtihan hikmeti devreye girer.
"O dilediğini yapar, O’na kimse hesap soramaz. Lakin O herkesi hesaba çeker."
İman ve İslam: Kalple Tasdik, Dille İkrar
İman ve İslam birbirinden ayrı değil, bir bütünün parçalarıdır. Her ikisi de kalple inanmayı ve dille ikrar etmeyi gerektirir. Mümin, Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere ve hayır-şerrin Allah’tan olduğuna inanır.
-
İcmali iman (özet şekilde inanmak) yeterlidir.
-
Tafsilatlı bilgi her mümin için zorunlu değildir.
-
Günah işleyen mümin dinden çıkmaz. Ancak günahı helal görmesi onu dinden çıkarır.
Günah, Tevbe ve Ahiret
Büyük günah işleyen bir mümin, tevbe etmeden ölürse Allah’ın dilemesiyle affedilebilir ya da cezasını çektikten sonra Cennet'e girebilir. Allah, kullarına gücünün yetmeyeceği sorumluluğu yüklemez.
Bir kimseye "Mümin misin?" diye sorulursa, tereddütsüz "Evet, müminim" demelidir. Ancak imanla ölüp ölmeyeceğini yalnızca Allah bilir. Bu gayba ait bir bilgidir.
Kimse İçin Kesin Hüküm Verilemez
Hiçbir kimse için “imanla gitti” veya “cehennemliktir” demek caiz değildir. Bu hüküm yalnızca peygamberler ve peygamberlerin hakkında haber verdiği özel kişiler için geçerlidir. Bu da bize gayba dair hüküm vermekten sakınmayı öğütler.
Namaz, İmamet ve Dua
-
Salih veya fâsık olsun, her müminin cenaze namazı kılınmalıdır.
-
Fâsık bir imamın arkasında namaz kılmak caizdir ama mekruhtur.
-
Ölüye dua etmek, sadaka vermek, Kur’ân okumak sevap kazandırır. Ruhuna ulaşır ve fayda sağlar.
Ehl-i Sünnet İtikadı Üzerine Vasiyet
Evlatlara, dostlara ve bütün mükelleflere düşen vazife; bu sağlam Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat inancı üzere sabit kalmak, şüphelerden uzak durmak ve bu yolda sebat etmektir.
Bu itikad üzere olan kişi, hakka mümindir ve kurtuluştadır.
Sonuç: İman Bir Bütündür
Kadere iman, Allah’ın her şeye mutlak irade sahibi olduğuna iman etmek demektir. İman, yalnızca bir inanç beyanı değil; aynı zamanda teslimiyet ve tevekküldür. Her şey Allah’ın izniyledir. Şerleri yaratmasında da nice hikmetler saklıdır. Biz kullara düşen, imanı korumak ve bu yolda sebat etmektir.



